ERKEKLERE BU GÖZDEN BAKTINIZ MI HİÇ ?

Günümüz de kadınlar kadar erkekler de şiddete maruz kalıyor. Ama erkekler daha çok psikolojik şiddet görüyorlar bir çok kişi tarafından. Küçükken ailesinden başlayarak hayatı boyunca arkadaşlarından sevgilisinden eşinden psikolojik şiddet gören o kadar çok erkek var ki malesef. Daha çocukken baskılar başlar.

SEN ERKEKSİN BEBEKLE OYNANIR MI HİÇ ?
Daha küçükken erkek kız ne olduğunu bilmezken elinde bebek olan bir erkek çocuğuna sen erkeksin bebekle oynanır mı hiç derler. Halbuki o ne anlasın erkek ve kızdan. Oyunun cinsiyeti olur mu hiç ? 

SEN ERKEKSİN ADAM GİBİ OL
Toplum erkeklere her zaman ciddi olması gerekiyor gibi bakıyor. Ne şartta olursa olsun o erkek olduğunu unutmayıp ağırlığını koymalı. Erkek dediğin böyle olmalı gözüyle bakılıyor. Sanki ciddi olmasa otoritesi yıkılacakmış gibi ve her zaman bunu korumalı gözüyle bakılıyor. Unutuluyor erkeklerinde bir insan olduğunu duygularının olduğunu unutuyorlar. Ve onlara kalıplaşmış davranışlar yüklüyorlar.

SEN ERKEKSİN KIZ GİBİ GÜLME
Bir erkeğin toplumun içinde kahkaha atması yanlış görülebiliyor. Neden çünkü o erkek öyle gülmemeli sert olmalı. Kız gibi kahkaha atmamalı. Gülmeyi bile cinsiyet ayrımı yapabiliyor işte insanoğlu. Halbuki erkeklere de gülmek bir kadına ne kadar çok yakışıyorsa bir erkeğe de o kadar çok yakışıyor. Siz hiç somurtan bir erkeği yakışıklı yada çekici buldunuz mu ? 

ERKEK DEDİĞİN HESABI ÖDER 
Erkeklere her zaman ekonomik açıdan güçlü olması zorunlu gibi bakılıyor. Karşılıklı ilişkilerde sanki erkek her zaman hesabı ödemeli gözüyle bakıyor bazı kadınlar. Ama erkeklerde bir insan. Her zaman cebinde parası olmayabilir. Çünkü onunda bir hayatı ve ihtiyaçları var. Kimse kimsenin yediğini,içtiğini ödemek zorunda değil. Neden erkeklere böyle bir sorumluluk yükleniyor anlamıyorum. Erkeğin cebin de her zaman parası olmalı diye bir zorunluluk yok. Ve kadın asla sırtını ekonomik açıdan bir erkeğe yaslamamalı. Ona böyle bir sorumluluk yüklememeli.

ERKEK DEDİĞİN KIZIN PEŞİNDEN KOŞAR
Karşılıklı ilişkilerde kadınlar bir çok sorumluluğu erkeklere yüklüyor. Bütün ilk adımlar erkeklerden bekleniyor. Sanki yapmak zorundalarmış gibi. Bunun en önemli nedeni ise romantizm hareketi. Romantizm hareketi erkekleri değersizleştirme de çok önemli bir rol oynadı. Romanlar, filmler, diziler sayesinde gerçek olamayacak kadar mükemmel erkek tipleri üretildi: Zengin, yakışıklı, güçlü, kadın ne yaparsa yapsın onu ölümüne seven (yüzüne tükürse yağmur yağdı, Yarabbi şükür, diyen)  hiçbir özel günü unutmayan, bütün işinin gücünün içinde kadına sürprizler yapan…vs. Bu sayede biz kadınlar kafamızda o filmlerde dizilerde gördüğümüz kareleri beynimize kopyalayıp  aklımızda yaşamak istediğimiz ilişkiyi oluşturduk. Ve buna uymayan erkekleri yargılamaya başladık. Yapıştırdık alınlarına öküz ve odun kelimelerini ve sorgulamaya başladık sevgilerini. 

Bunlara verilebilecek aslında o kadar çok örnek var ki. Belki kasıtlı yada kasıtsız her erkek günümüzde psikolojik şiddete maruz kalıyor. Daha bebekken bazı aileler kız çocuğum olsun onu prensesler gibi yaşatacağım derken erkek çocuğa onu prensler gibi yaşatacağım cümlesini kurmuyor. Bazılarında ise tam tersi kız bebek değersiz gibi gözükürken erkek bebek doğuştan itibaren yüceltiliyor aile içinde. Daha küçük yaştan kızlar erkeklere karşı dolduruluyor ve ilkokul ortaokul çağlarında yanlarına öğretmenleri bir erkek öğrenciyi oturttukları zaman kızlar erkek çocuklarına düşman gibi davranmaya başlıyorlar. Ve bu yaştan itibaren başlıyor erkeklerin hayatında reddedilmeler. Onlar kızlardan daha çok reddediliyor. Ve onlarında kalbi kırılabiliyor. Aslında onlar da biz kadınlar gibi onlar da utanabiliyor onlarda üzülebiliyor ve onlarda sevip aşık olabiliyorlar. Bir erkeğin birden fazla kadınla iletişimini yanlış anlayıp yargılıyoruz hemen. Halbuki onlar da insan tanıyıp deneyim kazanmak istiyor. Onlarda bir sonra ki ilişkilerinde nasıl reddedilemez hale geleceklerini düşünüyorlar. Bir sonra ki ilişkisinde canının acımayacağı şekilde bir tablo hazırlamaya ve daha donanımlı olmaya  çalışıyorlar. Öncelikle erkeklere de cinsiyet gözüyle değil insan gözüyle bakılmalı. Bir kadının hissettiği duyguları bir erkekte hissedebilir. Erkeklere beklentiler yüklemeyin ilişkilerinizde. Bir kadına özel günde aldığı hediye ile ölçmeyin mesela sevgilerini. Hayalinizde ki ilişki ile karşında ki erkeği sınava tabi tutma. Rahat bırak karşında ki erkekle ilgili beklentiye girme. Çünkü o bir insan ve senin isteklerini yapmak zorunda değil. Bırak ona zaman ver sevgi ver anı ver. Öncelikle karşında ki erkeğe insan gözüyle bak onunda duygularının olduğunu unutma. Daha sonra ona arkadaş gözüyle bak değer ver ve sev. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözüne de katılmıyorum. Bu da bir cinsiyet ayrımıdır. Kadının erkekten üstünlüğünü vurgular. Her başarılı insanın arkasında başarılı bir insan vardır sözüne inanıyorum ama. Ne kadın ne de erkek birbirinden üstündür. İkisi de eşit koşullarda yaratılmış eşit varlıklardır. Birbirinden üstün olmalarına ne de birbirlerine düşmanca davranışlar sergilemelerine gerek yoktur. Ne erkekler kadınlarsız nede kadınlar erkeksiz bir yaşam sürebilir. Çünkü ikisininde birbirlerinin eksikliklerinin tamamlayacağı ve birbirlerine katacakları çok şey vardır. Eğer öncelikle insanlara cinsiyet gözüyle değil de insan gözüyle bakılırsa gerçekten o zaman dünya yaşanılası bir yer olacaktır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar